22 Nisan 2015 Çarşamba

ursa Tatil Yerleri

Bursa tam bir doğa harikasının olduğu yer, gerek gezilecek yerleri gerekse tarihi kalıntıları bakımından zengin ilimizdir. Sizde eğer bu yıl tatil planı yapmadıysanız gelin ailenizle birlikte Yeşil Bursa’da tatil yapın derim.

Bursa ;namı diğer ”Yeşil Bursa” , doğası ve kent merkezinin ağaçlarla süslü olması ona bu adı kazandırmıştır.Uludağ,Yeşil Cami ve Yeşil Türbe’de bu ismi almasında önemli bir etkendir. Osmanlıya başkentlik yapmıştır konumu itibarıyla.Medrese, han, hamam, kervansaray, imarethaneler, köprüler, çeşmeler, parklar, anıt olmuş çınar ağaçları, kapalıçarşısı, yaşanası güzellikteki evleri, Osmanlı izlerini kaybetmeyen köyleri, şifalı termal kaplıcaları değerine değer katar. Bursa neleri ile ünlüdür diye sorarsanız söyleyelim :ipek, kadife, kestaneşekeri, şeftali, kılıç kalkan oyunu, havlu ve bıçak. Bursa bütün bu güzellikleri kendisine mal etmiştir. Müzeler kentin dört bir yanını sarmıştır. Türkiye’nin ilk ve tek Ormancılık Müzesi Bursa’da kurulmuştur.Atatürk Hünkâr Köşkü Müzesinde birçok sefer konaklamıştır ve adı üstünde müzeye dönüştürülmüştür.Yeşil Bursa’nın zanaatkârlarının el emeğinin sergilendiği Bursa Kent Müzesi oldukça rağbet görür.Türkiye’nin otomotiv geçmişini gözler önüne seren Anadolu Arabaları Müzesi Türkiye’nin dinamik yüzünü yansıtır.
Ulubat (Apolyont) Gölü tektonik çöküntüyle meydana gelmiştir ancak halk arasında şöyle bir rivayet dilden dile aktarılır: Apollonia kralı güzel kızını Melde kralına vermez, o da kızıp Odrysses Çayı’nı kente yönlendirip her yeri göl haline getirir.Siz istediğinize inanabilirisiniz fakat gerçek olan Apolyont’un güzelliğinin dillere destan olup yedi düvele yayılmış olmasıdır, başka bir şey değil. Gölde üzerinde Manastır, Kız, Terzioğlı, Nailbey adlı adalar vardır ve Apolyont köyü de bir adacık üstünde görülür. Köyün bulunduğu adaya, kıyıdan uzanan yarımadaya “taşkapı” adı verilen dar bir boğumdan giriliyor. Taşkapı, sur kalıntıları, Kız Adası’ndaki manastırın temeli ve taş ile ahşabın karışımı eski Rum evleri bu köy hakkında kabaca hemen bir fikre sahip olmanızı sağlıyıveriyor.Göçmen kuşlar burayı sever öyle server ki kuluçkalama ve beslenme alanlarıdır onlar için . Gölün gerçek sahipleri kimmi?; turnalar, yayınlar, ketaller, sazanlar. Apolyont’un kadın erkek balıkçılarına yaşam verir. Her ne kadar sayıları gün geçtikçe azalsa bile bereketlerini onlardan esirgemezler.
Mudanya Dağları’nın kuzey yamaçlarına bir kasaba var Tirilye adında ,19. yüzyıldan kalma kagir evleri, tarihi kiliseleri, geçmişindeki Rum kültürünün havasını koruyan sokakları, dört bir yanını sarmış zeytinlikleri ve ulu çınar ağaçlarıyla gönülleri fethediyor. Eski Yunancada “barbunya” balığı anlamına gelir Tirilye.Yıllar önce Zeytinbağı diye değiştirilmiş. Rivayet edilir ki etrafı zeytinliklerle çevrili iki yamacındaki Tirilye’nin korsan saldırılarına maruz kalan üç köyün birleşmesiyle meydana gelmiştir. Eski çağlarda korsanlardan korunmuş bu şekilde kasaba ,1980 yılında ise sit alanı ilan edilmiş ve tamamıyla güvence altına alınmış. Eski Bizans kilisesinden devşirme Fatih Camii, tarihi hamam, iç duvarlarında Meryem Ana’yi gösteren freskoları bulunan 13. yüzyılda yapılmış Kemerli Kilise ve eskiden kilise olarak kullanıldığı sanılan Dindar Evi Tirilye’de en çok rağbet gören yerler arasında.
Dorukları göklere kadar yükselir, zirvesi sisler içinde kalır Uludağ kayak merkezinin.Ne var ki tüm ihtişamıyla dağ gerçek güzelliğine, beyaz ipek örtüsünden sıyrıldığı yaz aylarında kavuşuyor. Uludağ 1961 ‘de milli park statüsüyle koruma altına alındı. İçerisinde 791 çeşit çiçek barındırıyor ki bunların 104′ü Türkiye, 28′i Uludağ için endemik. Anadolu’nun en yoğun kayın ormanları Uludağ’da; bin 500 metreden yükseğe çıktığınızda kayın ağaçları önce iğne yapraklı ağaçlara, ardından da göknar ormanlarına dönüşüyor. Bedri Rahmi’nin resim yapmak için geldiği Uludağ’da bu doğa karşısında “Merhaba kekik!.. Merhaba karamuk!.. Merhaba kuzukulağı!.. Yahu, bu boya kıtlığında bu kadar yeşili nereden buldunuz” diye haykırdığı bilinir. Bu güzelliklerin hepsini Sarıalan, Çobankaya, Bakacak, Karabelen, Kirazlıyayla‘da bulabilirsiniz. Belvi’de günbatımı Apolyont Gölü’nün uzaklardaki görüntüsüyle karışık seyredilebilir.Uludağın zirvesine vardığınızda açık ve net bir gökyüzü varsa eğer ;firuze renkli körfez ve koyların, Marmara ve İmralı adalarını ve İstanbul’un siluetinin tadına varabilir.
İstanbul’dan sonra Osmanlı eserlerinin en yoğun olduğu kentlerdendir. Bursa Orhan Gazi döneminde Osmanlıların başkenti, İstanbul’un fethinden sonra da sancak ve 19. yüzyılda vilayet merkezi oldu.
GEZİLECEK YERLER
Bursa kategorisine gönderildi |  ile etiketlendi | 1 yorum

Cumalıkızık

Bursa’daki Uludağ’ın güney eteklerine kurulmuş 5 Kızık köyünden biridir. Kuruluğu yaklaşık 1300′lü yıllara denk gelmektedir.Bir vakıf köyü olarak kurulan köyde, tarihi doku çok iyi korunmuştur ve Osmanlı erken döneminin kırsal kesim sivil mimari örnekleri günümüze ulaşmayı başarmıştır. Bu özelliği nedeniyle çok ilgi çeken ve ziyaret edilen bir yerleşim yeri olmuştur. Sık sık tarihsel filmlere mekan olmaktadır. Uludağ etekleri ile vadiler arasında sıkışıp kalan köylere kızık adı verilmiştir. Diğer kızık köylerindeki köylülerin eskiden Cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün Cumalıkızık adıyla anıldığı söylenir. Bir başka söylence de, Osman Bey’in köyün kurulduğu günün cuma günü olması sebebiyle bu köye “Cumalıkızık” adını vermiş olduğudur.
Köy meydanında köy geçmişine ait eşyaların sergilendiği bir de müze (Cumalıkızık Etnografya Müzesi) bulunur. Köyde, Haziran ayında “Ahududu şenliği” yapılmaktadır. Ünlü “Cumalıkızık evleri” moloz taş, ağaç ve kerpiçten yapılır, genelde üç katlıdır. Üst katlardaki pencereler kafesli veya cumbalıdır. Ana giriş kapılarındaki kulplar ve tokmaklar dövme demirden yapılır. Evler sarı, beyaz, mavi, mor renklere boyalıdır. Evlerin arasında kaldırımsız, taş döşeli, çok dar sokaklar bulunur.
Köyün camisi, caminin yanındaki Zekiye Hatun Çeşmesi ve tek kubbeli hamamı Osmanlı devrinden kalmadır. Köyde, Bizans devrinden kalma bir kilise kalıntısı da bulunur. Köyde narenciye, ceviz, kestane yetişir.Tarihi dokusu nedeniyle sık sık dizi ve film çekimlerine sahne olur. Örnek olarak Kurtuluş Savaşı’nı anlatan Kurtuluş dizisi, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşunu anlatan Kuruluş dizisi ve son olarak başrolünü Emrah İpek’in oynadığı Kınalı Kar dizisi burada çekilmiştir.
Bursa kategorisine gönderildi |  ile etiketlendi | Yorum bırakın

Trilye

Trilye, Mudanya sahilinin keşfedilmemiş cenneti…Trilye’de yörenin zeytini haklı bir üne sahip. Oldukça bol balık çıkartılan Trilye’de, iskele boyunca sıralanan balıkçı lokantalarında makul fiyatlara taze balık yemek mümkün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder